İçten yanmalı motora sahip geleneksel otomobiller otomotiv pazarına hakim olmasına rağmen, elektrikli araçlar, karbon emisyonlarının azaltılması ve akaryakıt tasarrufu sağlanmasına yardımcı olma yetenekleri sayesinde son on yılın en ilgi çeken ürünlerinden biri haline geldi. Etkileyici bir şekilde bu alandaki ilgi giderek artıyor: 2023 yılında elektrikli otomobil satışlarının 14 milyona ulaşması bekleniyor. Bu da elektrikli otomobillerin sadece bu yıl küresel ölçekte satılan tüm otomobillerin %18'ini oluşturacağı anlamına geliyor.
Ancak tüketicilerin elektrikli araçlara ilgisi yüksek olsa da faydaları konusundaki farkındalıkları düşük. Bu süreç, zaman ve para gerektirdiğinden, içten yanmalı motorlara olan bağımlılık bir gecede ortadan kalkmayacak. Peki tüketicileri bu konuda nasıl hızlandırabilir ve geçişi nasıl destekleyebiliriz?
Sektör hızla gelişirken, tüketicilerin araçlarından yüksek performans elde edebilmesi ve elektrikli araca sahip olmanın getirileri hakkında net bir fikir edinebilmesi için madeni yağ üreticileri gibi destekleyici endüstrilerin yeniliğe olan bağlılığı her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
Birçok kişi bakım, maliyet, rahatlık ve çevresel etki göz önünde bulundurulduğunda elektrikli veya hibrit araçların erişilebilir, uzun vadeli bir alternatif sunduğunu düşünüyor. Bataryalı (Akülü) elektrikli araçlar (BEV'ler) şu anda piyasadaki tek elektrikli araç türü olsa da, aslında iki tür hibrit araç (HEV ve PHEV) var ve hepsinin bakım ihtiyaçları farklılık gösteriyor. Örneğin EV'ler yalnızca redüksiyon dişlisi, fren ve soğutma sıvısı gibi elektrikli güç aktarma organlarında ihtiyaç duyulan sıvıları kapsayan farklı bir bakım prosedürü gerektiriyor. Bu basitleştirilmiş bakım süreci, EV'lerle ilgilenen tüketiciler için de cazip geliyor.
Tüketicilerin elektrikli araç satın alma eylemi son yıllarda çeşitli nedenlerle daha da arttı: Farklı fiyat aralıklarında daha fazla elektrikli araç modelinin varlığı, uzmanlığın gelişmesi ve bakımın giderek daha güvenilir hale gelmesi gibi. Buna ek olarak elektrikli araç üretiminin, atıklarının ve bataryalarının çevre üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin yanlış anlaşılmalarla küresel çapta yüzleşme devam ederek bu konudaki anlayış iyileştiriliyor. Bu da değişime en çok ihtiyaç duyulan alanlarda ilerleme kaydedilmesine yardımcı oluyor.
Maliyet ve altyapı bölgelere göre büyük farklılıklar gösterdiğinden, hibrit ve elektrikli araçlara sahip olmanın önündeki engellerin evrensel olarak paylaşılmadığını belirtmek gerekir. Toplam maliyet göz önüne alındığında, örneğin İngiltere’deki tüketicilerin %38,9'u elektrikli araçların başlangıç maliyetinden çekinirken, yaklaşık %60'ı elektrikli araç kullanarak uzun vadede tasarruf edebileceklerinin farkında değil.
Türkiye Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği 2023 yılı ilk 6 ayı verilerine göre ise hibrit otomobil satışları 43.649 adetle %10,1 pay ve elektrikli otomobil satışları ise 13.294 adetle %3,1 paya ulaşmış durumda.
Hem küresel olarak hem de Türkiye’de, elektrikli araç altyapısı yavaş da olsa gelişmeye devam ediyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2023 Nisan verilerine göre, Türkiye’de ticari olarak hizmet veren toplam 4 bin 498 elektrikli araç şarj noktası bulunuyor. Elektrikli araç eğitimi daha erişilebilir hale geldikçe ve otomotiv uygulamaları daha döngüsel hale geldikçe, batarya kirliliği ve menzil konusundaki endişeler büyük ölçüde azaldı.
Tüketicilerin yaşam tarzlarını elektrikli araçlarla sorunsuz bir şekilde uyum sağlamak üzere ayarlamaları için de yollar mevcut.
Elektrikli ve hibrit araçlarda dijital altyapı ve malzeme inovasyonu sürekli olarak gelişiyor. Küresel pazarlar batarya ve hammaddelerine yönelik artan talebe uyum sağlarken, büyük otomobil üreticileri Sabit Yatırım ve Ar-Ge bütçelerinin %50-70'ini dijital dönüşüme ayırdıklarından, araçları ve üretimi kapsayan yeni otomotiv teknolojileri sürekli olarak yeniden değerlendiriliyor ve gelişiyor.
Bu iyimser bakış açısıyla, elektrikli araç tedarik zincirlerinin genişlediğini ve politikaların belirlenmesinde daha fazla önem kazandığını, bunun da değişimin gerçekleşmesine yardımcı olduğunu söylemek mümkün. Ancak üretimin hala Çin'in ötesine geçerek küresel olarak daha geniş ölçekte farklı ülkelere yayılması gerekiyor. Elektrikli araç pazarı bu yönleriyle gelişmeye devam ettikçe, markaların yalnızca mevcut pazar ve tüketiciler için değil, aynı zamanda gelecekteki endüstriler ve tüketici ihtiyaçları için de ürünler yaratması kilit önem taşıyacaktır.
Tüketicilerin hem bugün hem de gelecek 10 yıl içinde en iyi elektrikli araçlara sahip olmalarını sağlamak için tedarik zincirinde ve otomotivle ilişkili sektörlerde de inovasyonlar gerçekleşiyor. Tedarik zincirleri daha düzenli ve sürdürülebilir hale geliyor. Plastik ambalajların azaltılması, döngüsel uygulamaları iyileştirme yarışında küçük ama önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
PETRONAS Madeni Yağlar, yenilikçi Ar-Ge merkezinde sektör hacmi ve çeşitliliği giderek artan yeni elektrikli ve hibrit modellerin ihtiyaçlarını daha iyi tahmin etmeye çalışırken, madeni yağ teknolojisini de sürekli olarak geliştiriyor. Teknolojik inovasyon ve iş birlikleri, PETRONAS Syntium Hybrid gibi motor yağlarının yanı sıra PETRONAS Iona ürün yelpazesi gibi elektrikli araç sıvılarının en yeni nesil elektrikli araçlara ayak uydurmada çok önemli bir rol oynamasıyla birlikte, yeniliğin birlikte tasarlanmasına ve hızlandırılmasına yardımcı oluyor.
Buna paralel olarak, yan sanayi kuruluşları da kendi sektörlerinde ilerleme sağlamak için çalışıyor. Özellikle Orijinal Ekipman Üreticileri (OEM) iş birlikleri inovasyon ve ürün performansında hayati bir rol oynarken, giderek daha katı hale gelen çevresel gereklilikleri karşılamak ve aşmak için çaba gösterilmesine yol açıyor.
Uygulamada sürdürülebilirlik Nihayetinde dünyanın gerçek anlamda Yeni Enerjili Araçlara (NEV'ler) geçmesi uzun yıllar alacak. Elektrikli araçların 2050 yılına kadar yeni satışların %60'ını oluşturacağı öngörülmesine rağmen, yollardaki araçların çoğunluğu hala bir şekilde akaryakıtla çalışacak. Ancak bu gecikme neden olursa olsun sürdürülebilir uygulamaların şimdiden başlaması gerekiyor ve tüketiciler bu konuda tavsiye bekliyor.
Peki tüketiciler nasıl daha çevreci araçlar kullanabilir ve kendi sürdürülebilir otomotiv yolculuklarına çıkabilirler? Sürdürülebilir uygulamalar söz konusu olduğunda en iyisi sahip olduklarınızla başlamak. İçten yanmalı araç sahipleri yıllık bakım için sürdürülebilir ürünleri tercih ederek yola koyulabilirler. İster geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir ambalajlarda gelen ürünler olsun, ister yakıt tüketimini %3 oranında azaltan PETRONAS Syntium gibi gelişmiş sıvı çözümleri olsun, şu anda ve gelecekte yollardaki tüm araç türleri için sürdürülebilir çözümler sunmamız gerekiyor.
Elektrikli ve hibrit araçlar için gelecek son derece iyimser. Hükümetler bu alanı düzenlemeye ve elektrikli araç altyapısına yatırım yapmaya devam ettikçe, otomotiv ve ilgili endüstriler inovasyonun önündeki engelleri zorladıkça elektrikli araçların gelişmesi oldukça muhtemel. Bir sonraki büyük dönüşüm büyük olasılıkla dijitalleşme, batarya yönetimi ve otonom araçlarla ilgili olacaksa da, elektrikli ve hibrit araçlar geliştikçe müşteriyi ilk sıraya koymaya devam etmek önem taşıyor. Ancak bu şekilde her seferinde birer adım da olsa sürdürülebilir ve üretken bir geleceğe ulaşma yolunda hep birlikte ilerleyebiliriz.